ÖnceVatan Gazetesi Muhabirlerinden Sayın Elif Hayvalı ile “İç Sesini Aç” kitabı hakkında bir röportaj gerçekleştirdik. Bu keyifli röportajın bir kısmını buradan da paylaşmak istiyorum.
Açıkçası bizler Türk toplumu olarak ne kadar çok kitap okumasak ta kişisel gelişim kitaplarının ki özellikle kadınlar tarafından çok okunduğunu biliyoruz. Kadınların böyle bir gelişime ihtiyacı daha çok diyebilir miyiz? Ya da kadınlar bu tür değişik tespitleri mi seviyor?
Evet bu çok doğru bir tespit. Ülkemizde biz erkekler genelde pek duygularımızı ifade edemiyoruz. Aslında derin olarak kendi içimizde duygularımızı yaşasak da bunu dışarı yansıtmanın zayıflık olduğunu öğrendiğimiz için dışardan daha katı gözükebiliyor ve hayatta daha stabil kalabiliyoruz. Hatta bazı durumlarda duruşumuzu ve hayata bakışımızı bozmamak için, bazen de geri atmamak için değişime karşı direnç gösterebiliyoruz.
Özellikle bu spritüel konularda olursa direncin boyutu daha fazla oluyor. Kadınlarsa duygusal anlamda daha hassas, daha açık ve farkındalıklara açık olabiliyorlar. Bir araya geldiklerinde bu tarz paylaşımları birbiriyle daha sık yaptıkları için çevrelerinde diğer kadınları etkileyerek merak uyandırabiliyorlar. Tabi ben genel durumdan bahsediyorum bu kapsama girmeyen erkekler de var.
Benim gördüğüm kadarıyla genelde kişisel gelişim kitapları tek bir konu üzerinde yoğunlaşır. Sizin kitabınız “İç Sesini Aç” herkesin okuyabileceği ve önerilerden oluşan bir kitap olmuş. Bu kitabı okuyanlar ne öğrenmiş olacaklar?
Bu kitabı okuyan kişi, öncelikle iç ses konusunda büyük bir farkındalık kazanacak. Bugüne kadar kendisine neler yaptığını, hayatın hangi alanlarında nasıl tıkandığını ve nasıl limitlediğini görecek, neden huzursuz olduğunun, nelerin yaşam enerjisi ve sevincini azalttığının farkına varacak. Kitap bittiğinde kendi potansiyelinin bilincine varıp, iç sesini dinlemeye başladığında aslında ruhunun bu dünyada ne aradığını da görmüş olacak.
Kitabınızın bol satışı olsun. Nasıl gidiyor satışlar? Aynı zamanda online satışı da olduğunu biliyorum. Online olması daha çok kişiye ulaşmayı sağlamış olmalı öyle değil mi?
Çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için. Satışlar çok iyi gidiyor. Tabi ilk önce sağ olsunlar eş, dost yakın akraba kitabı satın aldılar. Daha sonra iş arkadaşlarım, sektörel olarak tanıyanlar ve eğitimlere katılan danışanlar kitaba ilgi gösterdiler. Onların tavsiyeleri ve yönlendirmeleri ile de her gün yeni okuyuculara ulaşıyor olduğunu görmek beni mutlu oluyor.
Hem sözlü hem de yazılı olarak gelen geribildirimler de çok olumlu. Kitabın özellikle akıcı sade bir dili olduğunu ve çok kısa sürede kitabı merakla okumayı tamamladıklarını söylüyorlar. Bu da benim için çok gurur verici oluyor.
Toplumda sağlıklı, iyi düşünebilen, gelir düzeyini ferahlatabilmiş, kendinden emin bir kişi olmak için neler yapmalı?
İnsan bu hayatta iki türlü öğreniyor. Ya deneme yanılma yöntemi ile ya da başkalarının tecrübeleri ile. En meşakkatli ve sancılı öğrenme yöntemi ise deneme yanılma yöntemi. Çünkü hem zaman kaybettiriyor hem de maddi manevi yıpratıcı olabiliyor.
Bu nedenle başkalarının tecrübelerinden faydalananlar bu yolu daha kısa sürede kat edip, başarı merdivenlerini daha hızlı tırmanabiliyorlar. Bunu yaparken çevrenizde negatif enerjisiyle ve kaygılarıyla sizi hayallerinizden vazgeçirmeye çalışacak insanları da başarıyla yönetebiliyor ve kararlılığınızı koruyabiliyorsanız, bu süreci layıkıyla tamamlamış oluyorsunuz.
ÖnceVatan Gazetesi röportajının tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.oncevatan.com.tr/roportaj/sarp-ertekin-ile-ic-sesimizi-acalim-h146768.html