Acısıyla tatlısıyla bir bayramı daha geride bırakıyoruz. Bayramın tadını en çok çıkaranlar yine çocuklardı. Onlarla oynamak ya da sohbet etmekten neden keyif alıyoruz? Çocuklarla iletişim kurmak neden ruha iyi geliyor?
Çünkü bize bir şey sorduklarında yargılamak ya da kararlarımızı sorgulamak için değil, sadece öğrenmek için soruyorlar.
Özellikle 12 yaş altındaki çocukların yaşamla ilgili kaygıları ve stresleri henüz nefes alışkanlıklarını bozacak kadar yoğun değiller.
Bu nedenle doğal nefes almaya devam ederler. Böylece yaşam enerjileri ve mutluluk seviyeleri yetişkinlere göre kat kat fazladır.
Nefesleri bozulmadığı için akıştadırlar ve anda kalmayı becerirler. Anın tadını doya doya çıkartırlar. Onlar huzur ve mutluluk frekansını öyle güçlü yayarlar ki bir çocukla biraz vakit geçirdiğinizde bile dinginleşirsiniz.
Çocuklarla İletişim Öğretmek İçin Kuruluyor
Onlarla oyun oynarken veya sorularına yanıt verirken “Aman şimdi ne düşünecek?” diye bir derdimiz olmuyor. Çocuklarla beraberken tam da kendimiz gibi oluyoruz. İç sesimizi açarak tam da içimizden geldiği gibi davranıyoruz.🙏
Zihnimiz büyüklerin yanında olduğu gibi eleştirilme, yanlış yapma ve beğenilmeme düşüncelerinden uzaklaşıyor. Ruhumuz, anda kalarak yaşamın tadını çıkartabiliyor ve içimizden geldiği gibi davranabiliyoruz.
Büyüklerin Soruları
Çocuklarla iletişim kurarken öğrenmek için soru sorarlar. Büyükler ise genellikle yargılamak için soru soruyorlar. Sorularda kullanılan “neden” ve “niçin” soru kalıpları zihnin sorgulamak için kullandığı sorulardır. Karşıdaki kişinin neden bizim beklediğimiz gibi davranmadığını veya istediğimiz şekilde yapmadığını öğrenmek için kullanılır.
Bunu bildiğimiz için büyüklerin soruları bazen bunaltıcı olur. Zira, zihnin ürettiği sorular genellikle karşıdaki kişinin ruhuna iyi gelmez.
Keyifli bayram ziyaretlerim sırasında eş, dost ve akraba arasında en çok sorulan sorular şöyleydi; 😇
* Konuşulan kişi bekarsa : “Eee neden evlenmiyorsun, ne zaman evleneceksin?”
* Yeni ayrıldıysa : “Düzelir belki, yok mu tekrar bir araya gelme şansınız?” Eski eşine neden bir şans daha niye vermiyorsun?’
* Kişi kilo aldıysa : “Neden kilo aldın, sen çok güzel bir kızdın?”
* Kişi ayrılıp boşandıysa : “Eski eşin evlendi mi?* Evliyse, “Ne zaman çocuk düşünüyorsunuz?”
* Evliyse ve tek çocuk varsa : “Neden ikinciyi düşünmüyorsunuz?”
* Çocuk yaramazlık yapıyorsa : “Niye birşey demiyorsun? Buna çok fazla yüz veriyorsun!”
* Çocuk sessizce oturup cep telefonu ile ilgileniyorsa : “Neden bu kadar izin veriyorsun telefona, iyice asosyal oldu bu?
* Kişi mutlu ve enerjikse : “Bu enerjiyi nereden buluyorsun?”
* Bayramda bir yere gitmediyse : ”Ee niye gitmedin bir yerlere, gitseydin sen de birkaç günlüğüne değişiklik olurdu?”
* Bir yere gittiyse : “Her bayram bir yere gidiyorsun, ne zaman bize de ziyarete geleceksin?“
Bu sorulara karşı kendimizce bir savunma mekanizması geliştirmiş durumdayız. Ya ziyaretlerde zoraki bir gülümsemeyle sessiz kaldık, ya kibar kibar açıklamaya çalıştık, ya da duymamazlıktan geldik.
Çok fazla sinirlenmeden, gerilmeden, hassaslaşmadan, bazen da alttan almaya çalışarak soru bombardımanı savuşturduk.
Sizin de en çok sorulan “büyük” sorularına bir örneğiniz varsa belki yorumlarda paylaşırsınız, böylece gelecek bayrama daha hazırlıklı oluruz:))